Fırtınalı bir gecede, denizin hiddeti sahili döverken, iki genç yengeç olan Kabu ve Mavi yuvalarından çok uzaklara, karanlık ve bilinmez bir okyanusun ortasına sürüklenir. Dalgalara karşı koymaya çalışsalar da, doğanın gücü karşısında çaresiz kalırlar. Uyandıklarında, kendilerini garip ve tehlikeli bir mercan resifinde bulurlar. Kabu, cesur ve kararlı bir yengeçtir. Annesi ona her zaman cesaretin yol gösterici olduğunu söylemiştir. Mavi ise daha çekingen, fakat gözlemci ve zeki bir yengeçtir. İkilinin birbirine zıt karakterleri, bu zorlu yolculukta onların en büyük avantajı haline gelir. Evlerine dönmek için okyanusun çeşitli tehlikelerine karşı birlikte mücadele etmek zorundadırlar. Devasa balıklar, gizemli mağaralar ve hain akıntılar onların cesaretini sınarken, birbirlerine olan güvenleri her adımda daha da güçlenir. Ancak yolculuk sadece hayatta kalmakla ilgili değildir. Karşılaştıkları diğer deniz canlılarıyla dostluklar kurar ve denizin güzellikleriyle tanışırlar. Yengeçler, yalnızca eve dönmenin değil, aynı zamanda kendilerini keşfetmenin de hikâyesini yaşarlar. Kabu ve Mavi’nin birlikteliği, okyanusun ortasında hayatta kalmanın ötesine geçer. Cesaretleri ve dostlukları, ayrı düşmüş ailelerini bir araya getirecek bir umuda dönüşür. Fırtına onları ayırmış olsa da, cesaret ve sevgi onları yeniden birleştirir. Evlerine döndüklerinde, artık yalnızca birer yengeç değil; okyanusun çağrısını duyabilen ve onunla uyum içinde yaşayan gerçek dostlardır. Ve onların dönüşü, yengeç topluluğu için yeni ve umut dolu yazların başlangıcını müjdeler.